Bütün Konu Gelip İnsana Dayanıyor
Harika bir portre görüntüsünün kilit unsuru, ilişki kurmaktır. “Daha iyi portreler çekmek için yapabileceğiniz en önemli şey, fotoğrafladığınız kişiye etkin bir şekilde ilgi göstermektir,” diyor Hannah. “Öyle cevabı çok da umursamadan hafta sonlarının nasıl geçtiğini sormakla yetinmeyin. Onlara işlerini, arkadaşlarını, ailelerini sorun. Ben bu soruları soruyorum ve değişen ifadelerini görmek için yüzlerine bakıyorum. Elinize fotoğraf makinenizi aldığınızda takındıkları gülümsemeyle gerçekten mutlu oldukları zamanki gülümsemeleri arasındaki farkı görebiliyorum.”
Poz
Fotoğrafladığınız kişiyle hakiki bir iletişim kurmanın bir başka nedeni de onlara kendilerini konforlu ve rahat hissettirmektir. Bu da fotoğrafladığınız kişinin pozunu ayarlarken size yardımcı olacaktır. Hannah, “Eğer yeterince konuşursanız insanlar doğal şekilde farklı pozlara geçerler,” diye açıklıyor. “Ağırlıklarını bir bacaklarından diğerine verebilirler ya da ellerini ceplerine sokabilirler; kendilerini konforlu hissettirecek bir şeyler yaparlar. Bu nedenle, yaptıklarını gözlemlerim. Bazen kontrolü ele almam gerekir ve bu durumda vücut dillerini, fotoğrafta ne demeye çalıştıklarını değerlendiririm. Daima çekimin amacını hatırlamanız ve kişinin pozunu ona göre ayarlamanız gerekir. Bir basın bülteninde kullanılacak bir portrenin, kişiyi otorite sahibi biri gibi göstermesi gerekebilir. Bir ilkokul öğretmeninin portresinde ise daha farklı, daha yumuşak bir yaklaşım kullanmak gerekecektir.”
Gözler İşin Temelidir
Gözler portre fotoğrafının temelidir; netlenen nokta gözler olmalıdır ve bir portrenin yoğunluğunu yüzün ne kadarını netlediğinize göre değiştirebilirsiniz. Hannah gözlerin daima yüksek netlikte görünmesi için α7R III makinesinin Eye-AF özelliğini kullanıyor ve bunun sebebini de şöyle açıklıyor: “Bana nesnem etrafında hareket edebilme esnekliği verirken fotoğraf makinesinin her seferinde hassasiyetle göze netleneceğini bilmemi sağlıyor.”
Aydınlatma
Portrede bir kişinin hikayesini anlatmanın tartışmasız en önemli kısmı, o kişinin yüzünü nasıl aydınlattığınızdır. Farklı aydınlatma tipleri görüntünün anlatımını tamamen değiştirebilir, dolayısıyla hikayelerini doğru anlatabilmek için kişi hakkında bildiklerinizi kullanmak oldukça önemlidir.
“Herkes kendine has olduğundan, ‘her durumda kurtarıcı’ bir aydınlatma kurulumuna sahip değilim,” diye açıklıyor Hannah. “Aydınlatmamı mümkün olduğunca sade tutmaya çalışıyorum. Bir görüntüde altı farklı ışık bile kullandığım oluyor ama favori portrelerimden bir kısmını sadece tek bir ışıkla çektim. Hal böyle olunca, her şeyi mümkün olduğunca sade tutmak, sadece ama sadece kişinin yüzüne netleme yapmak hoşuma gidiyor. Bana göre konu moda ya da kıyafetler değil, saçla makyajı da umursamıyorum; ben kişinin kendisiyle ilgileniyorum.”
Görüntü Seçimi
Birkaç saat boyunca fotoğraf çektikten sonra elinizde kişinin yüzlerce fotoğrafı olabiliyor. Peki bu durumda müşteriye göstermek istediğiniz görüntüleri tam olarak nasıl seçiyorsunuz? “Çektiğim fotoğrafları gözden geçirirken, karşımda oturan kişide gördüğüm şeyleri ve o kişi hakkında bildiğim şeyleri doğrulayan resimleri arıyorum,” diyor Hannah.
“Söz konusu ifadeler olunca, seçimim resimlerin hangi amaçla kullanılacağına göre değişiyor ama genellikle bir dizi farklı resim gösteriyorum. Bu şekilde, kişinin çok sert göründüğü bir resmi de gösterebiliyorum ki sert bir duruş ile ciddi bir duruş arasındaki farkı ya da gülümsemeyle kahkahaya boğulma arasındaki farkı görebilsinler. Yine de genel kuralım olarak, kişinin nihai kararı olarak kullanmasını istemeyeceğim bir resmi asla son seçkiye koymuyorum.”
Sözlerini şöyle noktalıyor: “Yine de müşterilere mümkün olduğunca geniş bir seçki sunuyorum çünkü bizim kendimizi nasıl gördüğümüz, bir başkasının bizi nasıl göreceğinden tamamen farklıdır.”
Hannah, bir Sony Europe Görüntüleme Marka Elçisi; diğer çalışmalarına www.sony.com.tr/alphauniverse adresinden ulaşabilirsiniz.