Konuk yazarımız Havva Karakoca ‘nın yazısını yayınlıyoruz şimdi size. Fotoğrafa yeni başlarken neler yaşanıyor, aslında hepimizin yaşadığı şeylerin kaleme alınmış hali… Buyrun:
Merhaba
Benim için fotoğraf üç beş aile üyesiyle yanyana geldiğin mutlu anlarda abuk sabuk gülerken birsinin haydi herkes bu yana baksın, ?patatesss deyin? demesiyle ortaya çıkacak olan tablo?dan ibaretti. Tabi fotoğraf basıldığında senin nasıl çıktığın önemli değil, fotoğraf çekildikten sonra aradan geçeçek olan 3-5 bilemedin 10 sene sonra bakılıp o günleri yad edecek bir araçtı sadece. Nasıl çıkmışız diye merak bile edilmezdi, çünkü o anı yakalamıştık. fotoğraf çektirmeye gittiğimizde hep merak ederdim dslr makinaları, bir kere olsun dokunmak isterdim. Profosyonel üst seviye makinam olacağını hayal bile edemezdim
Derken bende bir fotoğraf ilgisi uyanmaya başladı, kendimi sürekli fotoğraf incelerken buldum, , ve en büyük yanılgım fotoğraflara bakarken benim de böyle makinam olsun bende çekerim düşüncesiydi.
Ve bir gün fotoğrafium sitesinde ?canon 600 d? fotoğraf makinası hediye edildiğini duyunca hemen katıldım, arkadaşlar kaç bin kişi katılır sana çıkmaz dedilerse de aldırmadım, sonuç bana çıkmadı JAma bir gün benimde bir makinam olabileceği düşüncesine inanmaya başladım.
O sıralarda tam karadeniz gezisine çıkmadan birkaç gün öncesinde digital makinam bozuldu, yaptırması biraz pahalıydı, bu durumu fırsat bilerek, tatilden birgün öncesinde gidip kendime NİKON d5100 aldım.
Aman Allah?ım evdeyim ve makina koltuğun üzerinde duruyor, o bana bakıyor ben ona, bana sen git beni kullanmayı bilen birisi gelsin der gibi bakıyor, makinayı elime alıyorum bir sürü düğme üzerinde, benim gözümde uçak gibi birşey, bir tek kanatları yok. Kullanm klavuzunu şöyle bir gözden geçirip otomadik mod?da evde ne bulduysam aile üyeleri dahil herkesin fotoğrafnı çektim. Ve ertesi gün karadenizde, önü net arkası flu fotoğraf çekmek istiyorum ama makina çekmiyor, aldım elime klavuzu karadenizin yeşilliği içerisinde bir yandan okuyup bir yandan okuduğumu uygulamaya çalışıyorum, ve o an acı gerçeği anladığım an oldu, o gördüğüm harika fotoğrafları çekmek için yalnızca makina gerekmiyormuş. Dahası bütün fotoğrafları raw + jpeg formatında çektiğim için 100 kare sonrasında hafıza kartı doldu..
Ankara?ya döndüğüm zaman ilk iş netten araştırmak oldu ve yine karşıma fotoğrafium sitesi çıktı, diyafram, enstantene ve iso?diye bir üçlü varmış, ve iyi fotoğraf için bunların bir arada uyum içerisinde olması gerekiyormuş, Bu üçlü?nün mantığını anlamamda fotoğrafium imdadıma yetişti. Diyebilirim ki fotoğrafium bloğunda bulunan yazıların bir çoğunu birkaç kez okumuşumdur, öyle ki daha sonra fotoğrafçılık kursuna gittiğim de kursta sadece pratik yaptım.
1 senedir dslr makinam var ve fotoğraf çekmeye çalışıyorum, anladım ki bu dalı geliştirmek için doğru fotoğrafları incelemek ve pratik yapmak gerekiyor,ve evet hayalimizdeki fotoğrafları makina çekmiyor ama makina ve doğru ekipman hayallerimizi gerçekleştirmek için bizlere fırsat sunuyor. dslr makina almak isteyen arkadaşlara nacizane önerim, benim gibi balıklama sadece dslr makinam olsun mantığı ile almayın, makinaları ve özelliklerini çok iyi araştırın.
Sevgiler