Proje Hakkında
Öncelikle bu video art projesi benim üniversite bitirme projem ve elimdeki ekipmanlar doğrultusunda teknik kabiliyetlerimi olabildiğince bu proje üzerinde sergilemeye çalıştım. Projenin temeli ağırlıklı olarak Timelapse ve Hyperlapse tekniklerine dayanmaktadır. Beni bu teknikleri kullanmaya iten başlıca olgu bu teknikler sayesinde resim bazlı yüksek çözünürlüklü görüntüler elde edebilme olanağıydı. Bu sayede hem daha iyi Color Correction yapabilecek hemde 5k çözünürlükteki RAW fotoğraf karelerine After Effects üzerinde kamera hareketleri vererek çözünürlük kaybı yaşamadan 1080p video render’ı alabilecektim. Özellikle geniş açılı manzara çekimlerinde bu teknik elimi oldukça güçlendirdi.
Bizim gibi kısıtlı imkanlarla bu alanda görsel içerik üreten insanlar için şehir ve insan temalı projeler çekmek her zaman daha cazip ve masrafsızdır. Şehirin bütün merkezleri, caddeler, sokaklar, hayvanlar ve yolda yürüyen insanlar uçsuz bucaksız bir çekim platosunun gönüllü enstürmanları gibidir. Projenin konusu ve isminin Karaborsa İstanbul olması içinde yaşadığımız şehirin saklı yüzlerinden biri olan Fatih’in ”Küçük Pazar” isimli semtini tanımam ile şekillendi. Bir tarafta hala genişlemekte olan, tarihi dokusu ve zenginliğiyle devasa bir metropol diğer yanda ise adeta izole olmuş, unutulmuş, insanlarının sefalet içerisinde yaşadıkları tarihi semtler… Fatih bölgesinin ara sokaklarında dolaşacak olursanız sık sık bu sefil manzaralar ile karşılaşıyorsunuz vede bir sinemacı olarak kayıtsız kalmanız mümkün olmuyor.
Projede şehri tüm keşmekeşi, tarihi dokusu ve zenginliği ile sefaletini, dibe vurmuşluğunu bir arada harmanlamak istedim. İnsanların izlerken ”ne güzel bir şehirde yaşıyoruz?” diyebilmelerini fakat bir anda gerçekleriyle de yüzleşebilmelerini amaçladım. Bu projedeki temel amaçlarımdan bir diğeri de birçok insanın burun kıvırdığı ucuz ekipmanlar ile profesyonel türde işler çıkarılabileceğini ispatlamaktı.
Ben bir projeye başlamadan önce belirlenmesi gereken ilk şeyin ”müzik seçimi” olduğuna inanıyorum ve gerek Türk kültürünü gerekse farklı yaşam tarzlarını tasvir edebileceğini düşündüğüm bir müzik belirlemek istedim. Bu bağlamda çok sevdiğim bir dizi olan ”Battlestar Galactica” isimli dizi için 2005 yılında Bear McCreary ve Steve Bartek’in bestelemiş olduğu ”Black Market” isimli parçayı kullanmayı uygun gördüm ve çalışmalarıma başladım. (Eserin ismininde ”Karaborsa” olması tabiki bu seçimi yapmamda büyük bir etken oldu.)
Çekim Aşaması, Ekipmanlar ve Teknik Detaylar
Kendime bir çekim takvimi hazırladım ve hemen işe koyuldum. İstanbul’un neredeyse bütün semtlerinde ve simgesel mekanlarında 16 gün tek başıma çekimler yaptım. Çekime çıkmadığım günlerde ise color correction ile görüntü stabilizasyon işlemleri ve ana kurgu üzerinde uğraştım.
Kullanılan Ekipmanlar
- Magic Lantern yüklü Canon 650D 18-55 Kit Lens Fotoğraf Makinesi
- 60cm Motorsuz Slider
- Glidecam
- Digipod 170cm Tripod
- 58mm CPL ve ND8 filtre
Kullanılan Yazılımlar
- Adobe Lightroom: Fotoğrafların color correction işlemleri için.
- Adobe After Effects: Görüntü stabilizasyon işlemleri ve görsel efektler için.
- Adobe Premiere: Ana kurgu için.
Ekstra Bilgiler
- Çekimler süresince toplamda yaklaşık olarak 160km yürüyüş yapılmıştır.
- Toplamda 20.000 civarında fotoğraf karesi elde edilmiştir.
- Hyperlapse hareketli ve aksiyonu yüksek bir çekim türü olduğu için saniyede 30 kare çalışmayı tercih ettim.
- Sadece bir tek sahnede drone kullanıldı ve o da yakın bir dostumun çekip bana yolladığı sahne idi. (0:35)
- Küçükpazar semtinde harabe bir binada kuduz bir köpek tarafından saldırıya uğradım fakat ısırılmadım merak etmeyin.
- Son olarak mezuniyet projeleri arasında AA alan tek kişi ben oldum.
”Video Art” bir sanat dalı olmasının dışında aynı zamanda bir bilim ve mühendislik uğraşı gibidir adeta, bunu kavradığınız ve de gereken eğitimi aldığınız sürece istediğiniz birçok şeyi çekebilirsiniz. Umarım beğenirsiniz, iyi seyirler.
Çalışmalarımı beğendiyseniz gelecek işlerimi Vimeo, Instagram veya Facebook hesaplarımdan takip edebilirsiniz.
Daha döneli bir ay olmadı, çok özlemişim İstanbul’u. Çok beğendim, ellerine-emeğine sağlık. 01.33’teki kedi ve sonrasındaki insan manzaraları da beni çok etkiledi söylemeden geçemeyeceğim.
Müzik konusunda da kesinlikle katılıyorum. İnsanı en başta yakalayan kısım o bence video projelerinde (filmlerde de hakeza).
Bir de Rolling Stones’u bu aralar çok duyar oldum, Mumya’da da kullanmışlar.
Yorumlamam bu kadar, yeni projende de başarılar dilerim. 🙂