Fotoğrafçılıkla ilgili filmler noktasında yol gösterici kaynak eksikliğinin Fotografium olarak farkına vardık ve takipçilerimizin, yoldaşlarımızın “İsim Soyisim Photography” şeklinde Facebook sayfası açmadan önce izledikleri takdirde kendileri için çok daha iyi olacak filmleri derlemeye karar verdik. Bu filmlerin bazıları doğrudan fotoğrafçılıkla veya herhangi bir fotoğrafçıyla ilgiliyken, bazıları ise çekim teknikleri, ışık kullanımı vs. itibariyle içimizi ilhamla doldurup taşıran cinsten filmler.
1. BARAKA – IMDB Puanı: 8,6/10

Derinden derine homurdanan kraterler, dağların doruğunda deniz gibi dalgalanan bulutlar, milyonlarca yıla tanıklık etmiş dağlar, yanan petrol kuyuları, modern hayatın içinde oradan oraya durmadan koşturan insan seli, onca yoksulluğun ortasında gözlerinde pırıltılarla çocuklar, teknolojik olarak ilerleyen ama insani konularda duyarsızlaşan toplum, çeşitli dinlerin ibadethânelerinden ve ibadetlerinden çarpıcı kareler sunan bir film.
Baraka‘nın yan etkilerinden bir tanesi, izlendikten sonra kısa bir süreliğine bünyenizde ters etki yaparak kamerayı elinize alamama sıkıntısına yol açmasıdır. Bu yan etkiden ise birkaç bölüm vasat Türk dizisi izleyerek hızla kurtulabilirsiniz. Şimdiden acil şifalar!
2. DAYS OF HEAVEN – IMDB Puanı: 8/10

Daha önceki bir yazımızda magic hour konsepti hakkında bahsetmiştik. Doğanın fotoğrafçılara geçtiği bu güzel kıyağı Terrence Malick büyük bir fırsata çevirerek Days of Heaven‘ı çekiyor. Filmin büyük bir bölümü sadece bu zaman diliminde (güneş doğmadan önceki ve doğduktan sonraki yarım saat ile güneş batmadan önceki ve battıktan sonraki yarım saat) çekilmiş ve film 1978 yılında Akademi’den En İyi Sinematografi ödülünü almıştır.
3. BARRY LYNDON – IMDB Puanı: 8,1/10

Evet, bu film çekimi esnasında Stanley Kubrick‘in kullandığı bir lens dolayısıyla fotoğraf ortamlarında epey konuşulmuş bir film. Bahsettiğimiz lens ise Carl Zeiss Planar 50mm f/0.7. Kubrick kapalı alanda sadece mum ışıklarıyla aydınlatılan (yapay ışık kullanmak istemediği) bu sahnelerde yeterli ışığı sağlayabilecek başka bir lens bulamayınca ve ışığa aşırı duyarlı filmlerle yaptığı denemelerde istediği sonuca ulaşamayınca zamane lenslerinden en az 2 stop hızlı olan bu lensi kullanmaya karar vermiş.
Uzmanların yardımıyla eski bir
Mitchell BNC tipi video kameraya uyarlanan
Carl Zeiss 50mm f/0.7, sadece birkaç mumun yaydığı ışık altında sahnenin çekimini mümkün kılmış ve bir ayarlama neticesinde 35mm kamera ile kullanılabilir hale getirilmiştir. Ancak aynı zamanda ekibi çok zorlayan bir sorunu da beraberinde getirmiş bu lens. Artan diyafram açıklığı ile birlikte aşırı düşen net alan derinliği, oyuncuları odaklamakta büyük zorluklara neden olmuş. Ekip bu sorunun çözümünü ancak oyuncuların hareketlerini yavaş icra etmeleri ile çözebilmiş.
Filmde dikkat çekici sahnelerinden biri; Redmond Barry’nin, Lady Lyndon ile ilk karşılaştığı sahnedir. Tamamen karanlık bir ortamda, yüzlerce mum ışığı ile aydınlatılmış bir atmosferde, bir masa etrafında kağıt oyunu oynayan kişiler arasında Redmond Barry ve Lady Lyndon da bulunmaktadır. Göz göze gelmeleri, birbirlerine bakışları, olabilecek en mükemmel şekilde perdeye yansıtılmıştır. Tek bir söz bile sarfedilmeden yaklaşık 4 dakika süren bu ilk görüş-ilk aşk hikayesi unutulmazlar arasında yerini almıştır.
Dilerseniz
şuradan 50mm f/0.75 lens ile çekilmiş fotoğraflara göz atabilirsiniz.
4. CITY OF GOD – IMDB Puanı: 8.7/10
2002 Brezilya yapımı Tanrı Kent olarak da bilinen ve Rio de Janeiro’nun favelalarında yaşanan silahlanma, uyuşturucu ve çete kültürünü iki çocuk üzerinden anlatan bir şaheser. 20 yıl içinde buradaki insanların birbirine geçmiş hikayeleri nefis bir kurgu ve leziz bir görüntü yönetmenliğiyle sunulur.
Bütün bu kaosa ve savaşa rağmen fotoğrafçılığa ilgi duyan ve amacına bir şekilde ulaşan çocuk karakterlerden biri olan Rocket bu filmde çölde vaha gibi gelir. Her şeye rağmen o varoş mahallesinde ölmemesi bile mucize olan Rocket’ın böylesine ayakta kalabilmesi gerçekten mükemmel. Bu arada, çocuklardan yaşlılara filmde oynayan bütün oyuncular amatördür.