Erkin Demir ile yapmış olduğumuz keyifli röportajın ve mükemmel fotoğraflardan oluşan portfolyosunun bir kısmını görebilirsiniz.
– Merhabalar Erkin bey.
“Bize Kendinizden Bahseder misiniz?”
Öncelikle zaten takip ettiğim bir blog olan Fotografium un röportaj teklifi beni çok mutlu etti. İlginiz için çok teşekkür ediyorum.
1989 Ankara doğumluyum. 8 senedir İstanbul’dayım. Koç Üniversitesinde işletme okuduktan sonra moda fotoğrafçılığı alanına yöneldim, 3 yıldır Vogue TR, Harpers Bazaar, L’officiel gibi dergilerin setlerinde kamera ve ışık asistanlığı yaptım. Su anda freelance olarak çalışıyorum. Asıl tutkum moda olsa da son zamanlarda multiple exposure ile baya ilgiliyim diyebilirim.
“Fotoğrafa olan ilginiz ne zaman başladı? “
Aslında görsel sanata ilgim her zaman vardı. Çocukken elime aldığım analog makineyle ilgili bir hikâyem yok maalesef. =) Ama fotoğrafa olan ilk ilgim üniversite yıllarında başladı, bir iki sene sonra da tutkuya dönüştü.
Hayatimin bir döneminde artık mutlu olmak için kendi hayallerimi kovalamam gerektiğini anladığımdan beri bu isin içindeyim diyebilirim.
“Fotoğrafla ilgili herhangi bir eğitim aldınız mı?(Üniv. Kurs, Atölye vs.) Bahseder misiniz?”
Üniversitede seçmeli bir iki ders dışında özel hiç bir eğitim almadım.
“İlk Kullandığınız Fotoğraf makineniz neydi? Şu anda hangi fotoğraf makinesi/makinelerini kullanıyorsunuz?”
İlk kullandığım makine giriş serisi Canon EOS 400D idi. Simdi ise 24mm – 35mm – 50mm – 85mm prime lensler ile Nikon D800 kullanıyorum. Gayet memnunum diyebilirim.
“Fotoğraftaki tarzınız nedir? Ne tür fotoğraflar çekiyorsunuz? “
Kendimi moda fotoğrafçısı olarak nitelendirebilirim. Ama klasik moda fotoğrafından ziyade küçük hikâyeler anlatan, kafamdaki senaryoları aktarabildiğim kareler çekmekten zevk alıyorum. Onun dışında tarz takıntım yok. Bana ilginç gelen, yenilikçi her fikri hayata geçirmeye çalışırım.
“Fotoğrafta dijital düzenleme ile ilgili fikriniz nedir? Dijital Manipülasyon konusunda ne düşünüyorsunuz?”
Karşıyım desem yalan olur sanırım =) artik manipülasyon da fotoğrafçının tarzının bir parçası olmuş durumda. Kullanıp kullanmamak tabii ki fotoğrafçının kendi tercihi ve zevkine kalmış bir şey. Kaldı ki 100 sene önce bile manipülasyon olan bir şeydi. Dijital çağ bunu sadece daha kolaylaştırdı. Biraz ele ayağa düşmesi ise, kotu örneklerinin çoğalmasına neden oldu. Bazı kişilerdeki önyargının sebebinin bu olduğunu düşünüyorum.
“Sizi en çok etkileyen fotoğrafınız ve en çok etkilendiğiniz fotoğrafları bizimle paylaşır mısınız?”
Kendi fotoğraflarım arasından seçmem zor, sokak fotoğrafçılığı asil ilgi alanım olmamasına rağmen bu ani yakaladığım için mutluyum diyebilirim.
Beni etkileyen olarak ise Henri Cartier Bresson un bu karesini gösterebilirim. Güçlü çizgiler her zaman ilgi çekici gelmiştir.
İkisinde de bisiklet olduğunu koyarken fark etmemiştim. Neyse uyumlu oldu en azından =)
“Takip ettiğiniz ve çalışmalarını beğendiğiniz bir fotoğrafçı var mı? Birden fazla isim verebilirsiniz.”
Fotoğrafa tutkuyla bağlandığım andan beri benim için idol konumunda olan, bundan 50 sene önce moda fotoğrafına çağ atlatan ve bence hala üstüne çıkılamayan iki isim var; Helmut Newton ve Guy Bourdin.
“Fotoğraf dışında bir hobiniz, ya da yaptığınız bir şeyler var mı?”
Görsel sanatın her türlüsüyle ilgiliyim. Fakat is üretmeye geldiğinde, fotoğraftan başka bir şeye dikkatimi veremiyorum (ya da vermek istemiyorum) açıkçası
“Son olarak Fotografium BLOG takipçilerine söylemek istediğiniz bir şey var mı?”
Kendimi de içeren bu takipçilere her şeyden önce iyi bir sene dilerim. Fotoğraf tutkunuz her zaman devam etsin.
Erkin Demir’in
Web Sayfası :http://erkindemir.net/
Instagram : http://instagram.com/erkindemir