Nasıl Çekildi? serimize kaldığımız yerden devam ediyoruz, bu bölümün herkes için çok yararlı olduğunu düşünüyoruz, okunma sayıları da bunu destekliyor. Bugünkü fotoğrafımız İspanya’dan Javier Miqueleiz’in.
İçerik:
Her zaman kartlarla ilgilenmeyi sevmişimdir. Özellikle sihirbazların kartlarla yaptığı şovları dikkatle izlerim. Sırf bu yüzden kartlarla ilgili bir fotoğraf çekmeye karar verdim ve sonuç olarak bu ortaya çıktı.
Fotoğraf:
Bu fotoğrafta odak noktam kartların karıştırılması anı ve aslında her şeyin gerçekleştiği, son kararların verildiği o anı fotoğraflamaktı. Bu yüzden iki farklı kareye ihtiyacım vardı; birincisi eller. İkincisi ise kartlar ve hareket anları. İlk fotoğraf, yani eller, en kolay ve çabuk olan bölümdü benim için. Çünkü tek yapmanız gereken nokta doğru açıyı yakalamanız. Bu fotoğrafı en yüksek senkranizasyon hızında çektim. Fotoğraf maceramın başlarıydı ve o yüzden yeteri kadar ekipmana sahip değildim. Bu yüzden ucuz ve iş görecek olan Yongnuo flaş kullandım. Işığı yumuşatmak için ise a4’ten yapmış olduuğum küçük softbox‘ı tam olarak ellerin üzerinden gelecek şekilde kullandım. Ayrıca bu fotoğrafı çekerken odamın ışığını kapattım ki istediğim ışığı, istediğim şekilde kontrol edebileyim.
İkinci fotoğraf ise kartların hareketinin fotoğraflanması. Bu yüzden iki seçeneğim vardı; birincisi, var olan ışıkta fotoğraflamak, ikincisi ise flaşın aralıklı patlatılması yoluyla. İkinci yolu seçtim çünkü hem kartların hareketini fotoğraflayabilecek hem de bunu yaparken kartların üzerindeki detayları da yakalamış olacaktım. Var olan ışıkta çekmiş olsam kartlar sadece kırmızı ve beyaz çizgilerden ibaret olacaktı. Fotoğraf 8 saniyede çekildi ve her 0.5 saniyede bir flaş elle patlatıldı, yani toplamda 16 kez flash patlattım. Bunu yaparken kartlarda istenilen efekt yakalanacak ancak masa üzerinde fazla bir parlama olacaktı o yüzden bende flaşı çekebildiğim en düşük ayara çekerek bunun üstesinden geldim. Tabi ki bu fotoğrafı elde edene kadar bir çok fotoğraf çektim ve tatmin edici sonucu alana kadar devam ettim.
Bilgisayar Müdahalesi:
Fotoğrafı kafamda tasarlama anından çekimin bitimine kadar fotoğrafın üst seviyede bir bilgisayar müdahalesine maruz kalacağını biliyordum ve zaten kafamda bu şekilde tasarlamıştım fotoğrafı. Öncelikle RAW fotoğrafları “Capture One Pro” adlı program ile işledim. İki fotoğrafın parlaklık, keskinlik ve renk ayarlarını birbiriyle tutarlı hale getirdim. Daha sonra iki fotoğrafı Photoshop yardımı ile tek fotoğraf haline getirdim. Bu süreçte “multiply ve soft light” seçeneğini kullandım katmanlar üzerinde ve tek fotoğraf haline getirdikten hemen sonra iki katmanı birleştirdim. Daha sonra ise genel fotoğrafın işlenme süreci başladı.
Işık:
Öncelikle flaş kullandığım için fotoğrafta ilk olarak kontrast ayarlarını değiştirdim. Kartlardaki detayı daha çok ortaya çıkarmak için “mask layer” yoluyla seçim yaptıktan sonra kontrast yükseltmesi yaptım.
Renk:
Daha sıcak renkler istediğimden dolayı birden fazla katman/layer kullandım. İlk katman üzerinde kırmızı/kahverengi ve masa için yeşil renk tonlarını kullandım. Bunlar kartlar üzerindeki rengi ve masada az da olsa gözüken yeşil alanı ortaya çıkarmak içindi. Bu noktada elleri “mask layer” kullanarak devre dışı bıraktım çünkü ellerde herhangi bir yeşil ton istemiyordum. İkinci katman üzerinde ise turuncu ve sarı renk kullandım ve buradaki amacım ise eller üzerinde istediğim ten rengi doygunluğunu sağlamaktı. Daha sonra fotoğrafın genelini etkileyecek olan “vibrance” ayarlarında ufak bir değişiklik yaptım. Ve son olarak hue/saturation ayarları üzerinde değişiklik yaparak fotoğrafın en son halini almasını sağladım. Ayrıca köşelerdeki karartmayı yaparak odak noktamızın kartlarda ve ellerde olmasını amaçladım.
Sonuç:
Fotoğrafı çekme amacım, izleyiciyi aslında oyunun bir parçası haline getirmek. Vermek istediğim duygu şöyle bir şey: “Hadi sıra sende. Kartını seç ve kaderini belirle.”
İpuçları:
- Benim için fotoğraf üç aşamada ortaya çıkar. İlk önce kafanızda bir ışık belirir. Bu aslında kopuk ve bir bütün oluşturamayan bir fikirdir. Daha sonra o kafanızda oluşturduğunuz fotoğrafı çekmeye başlarsınız ve işte o zaman fotoğraf belirmeye başlar ve çektikçe istediğiniz kare oluşmaya başlar. Ancak olay burda bitmiyor. Kaçınılmaz olan bilgisayar müdahalesi ile fotoğrafımızın oluşumunu tamamlıyoruz. Bu fotoğrafta tam olarak bu süreçten geçti ve başarılı olduğumu düşünüyorum bu anlamda. Yine de kendime soruyorum, asıl istediğim bu muydu? Evet aslında buydu ama belki bir şeyler daha farklı olabilirdi. Bu tamamiyle sizin o an ne istediğinizle alakalı.
- Denemek denemek denemek! Başka yolu yok. Belki 10 karede istediğinizi alacaksınız belki 60 kare. Bazen 120-130 kare çektiğimi hatırlarım sadece bir fotoğraf için. O yüzden korkmayın ve çekin gitsin.
Fotoğraf sahibi: Javier Miqueleiz
